DİĞER
"Dovlatov’un edebiyatının en çarpıcı yanı belki de Brodski’nin 'olgun bakış' yahut 'sağduyu' dediği şeyin kesinlikle üsttenci bir yaklaşımı, kibri ve sözünü sakınmayı getirmemesi. Az bulunur, hakiki, eşitlikçiliği sağlayan ve buna davet eden bir olgunluk... Dovlatov’un yergisini, mizahını incelten de bu bakış, bu olgunluk."
"Kendimce yapmaya çalıştığım şey, bir roman yazarken kendi hikâyemi de olabildiğince işin içine katmak, anlatmak; bu hikâyeyi ilginç, okunur, takip edilir kılmak; anlattığım şeyin sadece benimle ilgili değil, yaşıtlarımla, kuşağımla ve hemşerilerimle de bağlantılı olması ve tüm bunları bilimkurgunun 'buralara özgü olsa şöyle olurdu bence' diye gördüğüm öğeleriyle birleştirmek..."
Unutulanlar, Hiç Bilinmeyenler ve Bilinmek İstemeyenler vesilesiyle Erol Üyepazarcı ile yaptığımız söyleşinin ikinci bölümü: Popüler romanlar yazıldıkları dönemin aynası sayılabilir mi? Neden bazı eserler yazıldıkları dönemde çok popülerken zamanla tamamen unutulur? Uyarlama ile intihal birbirinden nasıl ayrılır? Popüler bir roman eleştirel olabilir mi? Yoksa “kanon” anlayışımızda bir yanlışlık mı var? Popüler edebiyatta kadın okurların ve kadın yazarların rolü…
Rus yazar Sergey Dovlatov'un yaşamının sadece altı gününün anlatıldığı Dovlatov, anti-komünizm veya anti-Sovyet propagandası yapmadan, olan biteni olduğu gibi anlatmasıyla ön plana çıkıyor...
Tüm dünyadan araştırmacıları katlanan sayılarla ağırlamaya hazırlanan Göbekli Tepe'yi yakından izleyebilme fırsatı, insanlık üzerine düşünceleri de epey besleyecek görünüyor...
“Millî”lik başından beri bir inşa ve yerel olanın bastırılması ile işleyen bir inşa. Dolayısıyla insanın aynı anda hem yerli hem millî olabilmesi için, Schrödinger'in kedisi kadar marifetli olması gerekir
1975-76 yılları. Üsküdar’ın mandıralardan, domates, biber tarlaları ve çayır çimenden ibaret dış çeperini oluşturan, şimdinin finans merkezi Ataşehir’in rüyada görülse hayra yorulmayacak kadar uzak olduğu zamanlar...
2017 Nobel Edebiyat Ödülü’nün Kazuo Ishiguro’ya verilmesi, ilk bakışta şaşırtıcıydı, ama biraz düşününce, roman sanatı için çok gerek duyduğumuz bir iman tazeleme tavrı olduğu anlaşılıyor
Edebiyat eleştirisinin önemli temsilcilerinden Terry Eagleton'ın Güç Mitleri/ Brontë Kardeşlere Marksist Bir Bakış kitabı Alev K. Bulut çevirisiyle raflarda yerini alırken, kitaptan tadımlık bir bölümü K24 okurlarıyla paylaşıyoruz
Emin Alper: Edebiyattan beslenme işini hep Amerikan sineması yaptı. Bunun zamanının geldiğini düşünüyorum. Yalnızca doğrudan edebiyat eserlerinden beslenerek değil, edebiyat okuyarak da...
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık